12 Temmuz 2018 Perşembe

DAHA CİDDİ NE OLABİLİR Ki?

'Bundan yüz yıl sonra hemen hemen hiç birimiz olmayacağız. Yalanlar, kavgalar, küslükler, barışmalar, yanlış anlaşılmalar, dedikodular, eğlenceler, ağlayışlar, gülümseyişler sevişmeler ve ayrılıklar; hiç bir şey kalmayacak geride.

Sanki "hatıra" denilen o sandığa kapatılmak üzere yaşıyoruz bu yaşamı. Alıp başımızı gittiğimizde bizi ne bekliyor? Bundan sonra bu serüven nereye gider, yollar nereye çıkar? Bilmiyoruz. Kalabalıklar arasında herkesin bir yere yetişme telaşı, onca koşuşturmanın sebebi biraz da bu olsa gerek.. Birilerine ve bir yerlere geç kalarak, o anı sandığına bir eksik parça daha bırakmak istemiyoruz.

Ve yolun sonunda da bu yaşamda var olmuş insanoğlunun bir zamanlar söylediği o cümleye çıkıyor bütün duraklar: "Ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir ki? "

Çünkü insan biraz ölümlüdür, yaşamaktan usandığı kadar. Kim hatırlıyor ki şimdi, yağmurlu bir günde ve sonbaharın koynunda Ankara'nın ayazında o sabahı.

Kim anımsar ki, Bodrum'a yaklaşırken uçak fobisi eşliğinde ardında kalan şehirleri ve geride bırakılan koca bir ömrü. Begonviller de açmıştı hem. Bundan tam on yıl evvel daha ilk buluşmanın heyecanında iken söylenen aptalca ve çokça saflık içeren o konuşmalar şimdi kimin umurunda? Ah, Beyoğlu nelere şahitti!

Sevdiği bütün kadınların, başkalarıyla evlendiği adamların hüznü, dantel gibi işlenir geriye kalan hayatına! Kına geceleriniz, söz, nikah ve düğünleriniz geçince eve geçtiğinizde tüm herkes evine dağıldığında ve yalnız kalmışken hiç düşündünüz mü, hayatınız hayalleriniz gibi olacak mı diye?
Sarhoş çıkılan yollardan kalp acıları geçermiş, deneyimlediniz mi hiç?

Şehirler, ovalar, ormanlar ve denizleri aşınca başlıyormuş hem de sızılar.. Alanya'nın gün batımlarını hatırladınız mı peki, Antalya'nın o muhteşem ayışığının direkt yüreğinize işlediği oldu mu? Ya Burgazada'nın sarp kayalıkları ve buz gibi denizi?

Alaçatı'da hayata inananlar ne olacak?

Çanakkale semalarında bardaktan değil, ruhunuzdan boşalırcasına bir yağışa denk geldiniz mi? İnsan, her şeye alışır, her şeyi unutur ve insan biraz da ölümlüdür azizim.. Hepimiz aynı yeryüzünde sonu belli hikayelerin farklı figüranlarıyız, hepsi bu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder