Herhangi bir yerde, herhangi bir zamandı.
Uzak ufuklarda rotasında seyreden gemilerin hüznüne yaslamıştık ömrümüzün solgun akşamını. Anımsadın mı? Hani ayışığı değmişti yanık tenine. Bütün şehrin üstünü örtercesine, kalbi kırık bir şarkı derinden gelip uyutuyordu hatıraları. Yollar uzanmıştı bir de mesafeler aramıza. Bir de ellerimizden kayıp giden yaz mevsimi. Dalgalar değerken sessizce kıyılara, saçlarını usul usul savuruyordu rüzgar. Saçlarından öptüm seni. Bir kaç kadeh daha devam ettik hayal kurmaya. Sarhoş olunca hayallerimiz sustun bir süre, ben gözlerinde kaldım. Suskunluğundan öptüm seni. Gülümsedin, sanki severmiş gibi. Gülüşünden öptüm seni. Kanatlanıp göğsümde ürkek bir güvercin, sanki uçup gidecekmiş gibi. Gökyüzü parlament maviydi. Uzak ufuklarda rotasında seyreden gemilerin hüznüne yaslamıştık ömrümüzün o solgun akşamını. Herhangi bir yerde, herhangi bir zamandı..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
-
Mutlu değilsin sanki, hiç gülmüyorsun, diyorlar eski bir kürtaj hikayesi, diyorum içimdeki çocuğu aldılar!
-
Ürkek kapılardan geçerek, öldürdüğüm inançlarımı sorguluyorum bu gece... Vakit; gece yarası.. Cebindeki bozuklar gibiyim, durmadan harcan...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder