15 Nisan 2017 Cumartesi

Her şey bir fotoğraf karesinden ibaret

Bazı kalpler hiç unutamadıkları bir yara ile yaşlanırlar. Evren, sunduğu fırsatlara bir yenisi eklemekte cimridir çoğu zaman. 'Son bir şansım vardı onu da ben harcadım' kanısına insan buradan kapılır. İmlası bozuktur çoğullukla yazgının. Tanrı büyük bir senaryonun sahibidir. Ve rolleri eşit şekilde hiç bir zaman dağıtmaz. Velhasıl, inanç, Tanrı'nın elindeki en büyük uyuşturucudur.

İnsan senaryosu belli bir filmin içinde, kendi hikayesine yön vermeye, iş güç geçim ve yaşamın zorlukları ile debelenmeye, bin bir güçlükle baş etmeye çalışır lakin yalan o kadar da güçlü değildir. Topraktan yaratılan bir beden ne denli ayakta durabilir? Makus talihini yaşarken bir mucize bekleme isteğimiz belki de bu yüzdendir. Bir mucize olsa?

Mucizeler asırlar evvelinde var olduğuna inanılan hadiseler oysa. Bakire Meryem, Cebrail'in ruhuna üflemesiyle babasız çocuk doğurmuştur. İsa ise çarmıha gerilmemiştir, yüzünü kendisini öldürmek isteyenlerden kaçarken bir başkasına vermiştir. Musa, Firavun askerlerinden kaçarken Kızıldeniz ikiye ayrılmış ve Musa ile birlikte yoldaşlarının geçmesi sağlanmıştır. Arkalarında onları takip eden Firavun askerleriyse Kızıldeniz'in derin sularına gömülmüştür. Yunus'u balina yutmuş, İbrahim oğlu İsmail kesilecekken gökten koyun gönderilmiştir.

Adem'in oğlu Kabil de yeryüzünün bilinen ilk katilidir. Tanrı buna göz yummuştur. Şeytan Tanrı'nın emirlerine karşı gelmiş ve insanları baştan çıkarmaya Tanrı'nın huzurunda o gün yemin etmiştir. Binlerce yıldır görevini eksiksiz gerçekleştirmesine ise izin verilmiştir.

En çok neden korkar insan peki, ölüm? Yalnızlık? Çingeneler ölümden dahi korkmazlar yalnız kalmaktan korktukları kadar yeryüzünde. Cehennem her şeyden korkmaktır. Cennet ise korkmayı reddetmektir. Büyük bir senaryonun içinde hayatta kalmaya çalışan bizler, mucizelerden uzak, kendi sıradan hayatlarımızı, günlük eğlentilerimizi yaşamaya, ömrümüzü tüketmeye çalışırken; en nihayetinde yeryüzünde, zaman geçmeye, anılar eskimeye, her şey bir fotoğraf karesinden ibaret olmaya, insanlar ve hayaller de solmaya mahkumdur. O halde yaşamın tadını çıkarmak ve hayatı daha fazla ıskalamamak için daha ne bekliyoruz?

Ölmeyi mi!?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder