27 Haziran 2018 Çarşamba

Dündar

"Dündar, derin bir nefes aldı ve Semiha Hanım'ı kaybettik dedi. Belki son gecesiydi. Hasta yatağındaydı. Dündar derin bir soluk aldı ve devam etti; "Dile kolay 38 yıl birlikte bir yaşam sürdük. Aşkı, sevgiyi, mutluluğu, üzüntüyü, eğlenceyi ve kederi birlikte tattık. Sorunlar, zorluklar derken tabii hiç sorun olmadı da demek olmaz, her birliktelikte acı tatlı bir şeyler olabilir, ama bizimki bir aşk hikayesiydi. Allah razı olsun. Allah mekanını cennet etsin. Son günleri tedaviyle ve ilaçlarla dolu geçti lakin başaramadı. Zaten bu hastalığa başaran yok. İnsanın başına gelebilecek en büyük felaketlerden biri bu hastalık. Gençliğimizi hatırladım Semiha Hanım ile acı haberi aldıktan sonra. El ele tutuşup ilk kez insan içine çıkışımız, sinemaya gittiğimizde elinin elimde terlemesi, Ihlamur Parkı'nda ilk çay içişimiz, ilk dondurma yiyişimiz, ilk sarhoş oluşumuz, ilk dans edişimiz, sevgililer günü, evlilik yıl dönümü derken ilk çocuğumuzun doğumu, işsizlikler, parasızlıklar, dibe vurup yukarı çıkmalar. Bir hayattır bazen, bir ömür. Semiha Hanım'ın sevdiği bir şarkı vardı. "Elbet bir gün buluşacağız, bu böyle yarım kalmayacak" Haklıydı, bak ben de kanserim, kanserin çaresi yok, kaç milyon kişi bundan yitip gitmiş.. Ben aslında son anımı merak ediyorum. Belki bir deniz kenarında birlikte güneşlendiğimiz denize girip soğuk bir gazoz içtiğimiz günleri hatırlayacağım. Belki de canımı alacak melek bunları anımsamama bile fırsat vermeyecek. Pek tabii yaradana kalmış bütün bunlar. Lakin yaşantımda bir ömre bedel olan Semiha Hanım'ı unutmayacağım, unutursam kalbim kurusun." Sabahına doktor elim haberi iletti Saat 8 gibi çocukları, en yakın camiye selasını verdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder