2 Ocak 2013 Çarşamba

Masallar, Hikayeler, Şarkılar


Bak güzelim!
İtiraz yok.
Önce anlaşalım.

Sen Bond Kızıydın bu masalda. Mısır Çarşısı çıkışında bombalanan bedenime, hiç bir aktarcı dükkanında bulunmayan merhemdin, iffettin. Engin su çağlayanlarında, nadir berrak, duru, yaşam kaynağıydın.

Sen Külkedisiydin bu masalda. Cadde cadde, "hayat boyu sürer sandığımız" uzun yola ayakkabılarını ters giyip çıkmış bal kabağıydım ben olsa olsa. Yol uzundu. Topuklarımdan ihanete uğradım. Bir arşın kaç nargileydi, tophane kafeteryasında.

Sen Pamuk Prensestin bu masalda. Gelişin mucizeydi. Yazarın etkisi, büyünün ve alçak prensin unutkanlığı birazda. Yedi cücelerden asabi olanıydım ben . Aramızda bir kaç metre boy değil, kulvar farkı vardı, hem masallar uğramamıştı bizim ormana.

Sen Heidi idin bu masalda. Annen baban yoktu. Deden büyütmüştü seni de. Ben küçük çoban Peter olamadım o dağlarda, kırlarda. Cennet gibiydi oralar.  İlla sende ol bişi diyorsan, ben kurttum , sizi mutlu günlerinizden eden, sürüye saldıran. Yolunuza taş koyan. Seni ağlatan.

Sen Belgin Doruktun bu masalda. Ben fakir ama gururlu hemide yakışıklı şöför Ayhan Işık'ın baş parmağı bile değildim, anla. Önder Somer, Hüseyin Baradan ya da Bilal İnci, Kazım Kartal'dım hatta.

Daha yakın, anlaşılır bişi söyliyeyim.
Sen Cemreydin de be güzelim Kuzey olamadım asla. Sürekli hırs yaptım, yenildim. Gözümü seni kaybetmek bürüdü. Düştükçe duramadım. Güneye , uçuruma doğruydum bizim hikayemizin pusulasında.

İşin aslı güzelim.
Sen rüyaydın bu masalda. Ben acı gerçeklerdim. Müslüm Gürses'in notalarında. Hayat beni savurdukça savururken, seni yeni masallara benden koparırcasına götürdü ilk rüzgarda.

Şimdi, bir şarkı çınlıyor. Odamın işitme organlarında.
Canın sağolsun be güzelim.

Dertler olmuş bende çoktan derya.

ÖDÇ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder