4 Ocak 2013 Cuma

Huzur İçinde Yat, Meleğim...


Toprak kokuyorum bugün, biraz da börtü böcek. En zor zamanlarımda dizlerine yaslardım ya başımı, aynısını yaptım yine. Senle konuşmayı çok özlemişim anne.

Sana her gelişim, şehirler arası yolculuklar gibi.
Yanına, masalına, masallar diyarına geliyorum.

Seninle konuşmayı, susmayı, gülümsemeyi, ağlamayı özlemişim. Kokunu ayrıca; çiçeklerin açmıştı görmeyeli değişmişsin. Keder dilimi hayatın kesikleriyle dikmiş sanırım, duaları unutmuşum. Sana ulaşmanın, haber yollamanın tek yolunu..

Kimliğimi yenilediğimiz günü anımsıyor musun...

Lise yıllarıydı, hani düğüne gider gibi briyantin sürmüş, süslenip püslenmiş, yeni aldığın gömleğimi giymiştim. Yeni yeni sakalım çıkıyordu, mahalledeki stüdyo tuğba tanıdıktı üç beş kuruş indirim yapar ümidiyle oraya gitmiştik...

Sen öğretmiştin, fiyat kırdırmayı, pazarlık yapmayı.

Geçenlerde kimliğimi yenilemeye gittiğimde anımsadım, çekindiğim resme baktım hafif seyrelmiş saçlar, kesilmekten bıkmış sakalım ve birkaç beyaz saç...

Kimliksiz yazıyordu suretimde. Acıdan kaybolduğum bunca yıl, bir türlü haber alamadım kendimden. O günün üzerinden milyonlarca yıl geçmiş gibiydi.

Daha birkaç yıl evvel ilgili kurumlar yaşamadığına dair evraklar istemişlerdi oysa. Çok yağmur vardı. Tek başımaydım. Hastane kapısı. Ben aynı dejavuyu yaşayıp duruyorum. Ne garip. Ve o gece doktorun beni yoğun bakıma çağırdığı vakitte, durdu saatler. Ne kolay söylemişti.

"-Anneni kaybettik" diye.

Şimdi kimse hatırlamıyor, ateş düştüğü yeri sürekli harlayarak yakıyor.Kıskandım ama seni, otobana çıkan deniz manzaralı yerdeydin, deniz kokuyordun.

Benden, bizden daha şanslı olduğunu düşündüm, içimde buruk bi sevinç. Hemen topraklarından bir tutam ceplerime doldurdum, çocukken bayramda doldurduğum şekerlerin heyecanı vardı üzerimde..

Simitlere martı atmak, sağanak güneşli havalarda yürümeye benziyordu...

Sen dolduruyordum bir parça !
Hatta çocukluğuma dönmek istedim. Oracıkta kenarında, kıyında yer aç yanına uzanayım demek geçti içimden. Bütün gün gök yüzünü seyrederdik, komşularınla tanıştırırdın....

Yıldızlardan en parlağını kim seçecek oynardık...

Ölenle ölünmüyor, çevrene bak annesiz, babasız ne çok insan var diyenlere bunu haber vermeliydim...

Beni duyuyordun biliyorum ama ben seni duyamıyordum, kulaklarıma çiviler sokasım geldi tıkandıysa açılsınlar istedim. Seni o günden sonra hiç duyamadım anne. Yolumu, yönümü, mutluluğumu, ben ne hata yapsam affedişini kaybettim...

Kimse bu hayatta, affetmiyor artık anne.

Hem sen öylece uzanmışken başucunda seni seyrettim. Mışıl mışıl uyuduğunu. Seni çok özledim demek istedim. Diyemedim. Sana baktım, göz göze gelir gibi olduk. Gelemedim.

Hatıralar geçti gözlerimden, Oğlum deyişinden. Sesin nasıldı. Anne. Sesin. Kokun. Zaman onca şeyi alıp götürüyor benden. Ama biliyor musun, gece yastığa başımı koyunca anılarımız geliyor aklıma. Onlar, belleğimdeki en güzel seyirlik anne.

Vasiyetini yerine getirmeye çalışıyorum bense. Hala getiremedim. "Adam ol herkes görsün, çok başarılı olacaksın ben eminim oğlum."

Beni bilirsin. Senelerce gururu musluk gibi kanamakta olan bir adamdım. Ama inatçıyım. Senin oğlunum. Pes etmem. Etmeyeceğim.

Hem, az kaldı değil mi anne kavuşmamıza...

Gerçi, benim günahkar ruhumla, seni bir daha görebilme ihtimalim bu yalan dünyadan bakınca, imkansız görünüyor.

Olur da, bir daha karşılaşırsak, yüzümü eğmeden duracağım karşında. Bak, diyeceğim, kimse inanmazken, sen inanmıştın, herkes terk ederken, sen yanımdaydın.

Tuttum, ölmek pahasına olsa da.
Sözümü tuttum anne.

05.01.09
4.Senen. Huzur İçinde Yat Meleğim.

ÖDÇ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder