20 Ocak 2016 Çarşamba

Ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir ki?

'Bundan yüz yıl sonra hemen hemen hiç birimiz olmayacağız. Yalanlar, kavgalar, küslükler, barışmalar, yanlış anlaşılmalar, dedikodular, eğlenceler, ağlayışlar, gülümseyişler sevişmeler ve ayrılıklar; hiç bir şey kalmayacak geride. Sanki “hatıra” denilen o sandığa kapatılmak üzere yaşıyoruz bu yaşamı. Alıp başımızı gittiğimizde bizi ne bekliyor? Bundan sonra bu serüven nereye gider, yollar nereye çıkar? Bilmiyoruz. Kalabalıklar arasında herkesin bir yere yetişme telaşı, onca koşuşturmanın sebebi biraz da bu olsa gerek..

Birilerine ve bir yerlere geç kalarak, o anı sandığına bir eksik parça daha bırakmak istemiyoruz. Ve yolun sonunda da bu yaşamda var olmuş insanoğlunun bir zamanlar söylediği o cümleye çıkıyor bütün duraklar:

“Ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir ki? ”'
Bundan yüz yıl sonra hemen hemen hiç birimiz olmayacağız. Yalanlar, kavgalar, küslükler, barışmalar, yanlış anlaşılmalar, dedikodular, eğlenceler, ağlayışlar, gülümseyişler sevişmeler ve ayrılıklar; hiç bir şey kalmayacak geride. Sanki “hatıra” denilen o sandığa kapatılmak üzere yaşıyoruz bu yaşamı. Alıp başımızı gittiğimizde bizi ne bekliyor? Bundan sonra bu serüven nereye gider, yollar nereye çıkar? Bilmiyoruz. Kalabalıklar arasında herkesin bir yere yetişme telaşı, onca koşuşturmanın sebebi biraz da bu olsa gerek..

Birilerine ve bir yerlere geç kalarak, o anı sandığına bir eksik parça daha bırakmak istemiyoruz. Ve yolun sonunda da bu yaşamda var olmuş insanoğlunun bir zamanlar söylediği o cümleye çıkıyor bütün duraklar:

“Ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir ki? ”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder