23 Kasım 2010 Salı

dokuzunda kayboldu mayısın

karlı bir aralık akşamıydı...
iliklerime kadar sensizdim.ölüm krizim gelmişti,kendimi kesesim bir de.fazla dozda prozac etkisi mazur görün.gözlerimde yaşlar buz oluyordu daha düşmeden, atlasın mezar üstlerinden yol niyetine kullanılmak için alınmış topraklarına... 

duvarlarımla konuşmaktan, kirpiklerime şarapneller iliştirmeye fırsat bulmadığım kadar yoksun yılgın bir aralık akşamı....

 annem daha ölmemişti, babamla mutlu bir çiftti,burnum düşmüştü benimse.biraz pinokyo, biraz ghepetto kokuyordum çerçevesi olmayan resimlerimin üşüdüğü o lanet aralık günleri.tokuşturduğum harflerden kesip biçip; küfürler türetmekten diploma aldığım günleri içiyordum bir büyük vodka ile...

derinlerimden yazıyorum...
sarı saçlı civan, mert,mahallenin bıçkın delikanlısı sınıfından; ağır abisi pozisyonuna geçmiş bir adam tanıdım ben....

 ilk anımı hemen flashback yapıyorum....
 bir bond çanta ve mercedesle yanaştığında, bunu nerden buldun diye küçük dilimi yutuvermiştim.. -işadamıyım olsun o kadar sahile sıfır kaldırımlarda yürüyesim gelmişti hani ipin üzerinde yürüyen o adam gibi.belki düşerdim ayağım takılır da, soğuk su ile bunun bir rüya olduğuna uyanırdım... 

bir ay görmedim...
bir gün babaannemi özledim, bahçeli panjurlu küçük evimize gittim.çocukluğumun geçtiği puslu düşlere.ona rastladım...

cübbeli derviş hafız ne derseniz deyin,sakallları uzamış namaz kılıyordu ve besmele çekti nasılsın yeğen? 
- iyiyim ya sen...?
 -Allaha şükür

bre adam sen ikinci cümleyi kurma özürlü müsün....?

derken ben yalnızlığımı kutsuyordum, telaş içinde ölü meleklerle konuşuyordum.heykelimin kolu kırıktı uhu aradım durdum.verandaya gömülmeyi istiyordum.sarhoş ölüm en güzeliydi.balıkçı alfabesinde; vira ölüm sloganımdı.

ona rastladım bir sergi açmıştı keçi sakal mı dersiniz,elinde tual ve fırça,resmediyordu hayatının hatıralarını.... öyle güzeldi ki yaptığı şaheser tablolar;pikassonun çırağı diyebilirdiniz...

 acil anlarca camı kırınızlar saklıyordu evinin özel bir yerinde.beyzbol sopası,av tüfeği,kılıç,tabanca... (aramızda kalsın gizlice karıştırdım odasını....)

o aralık akşamına dönelim....
 gece üç telefon çaldı.. !

-hasan bey? (babam)
-benim

 -lütfen karakola geliniz....

bir parkta gazete kağıtları ile alelacele örtülmüş cansız bir beden,bakma dediler ! açtım...
önce sayfaya takıldı gözüm...
Hagi attı Galatasaray kazandı.manasızca; kazanmak istedim.Kar oluk oluk yağıyordu ve yine manasızca bir araba son sesle geçti....

fonda Kerim Tekin, karbeyazdır ölüm çalıyordu!

açtım, güzel yüzlü adam ordaydı..

amcamdı.....!

 ÖDÇ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder