12 Eylül 2016 Pazartesi

Bir Bayram Akşamı Notları..


Şenlik dağılmış, geriye bir acı yel kalmış ve mevsime denk düşen yağmurlar da yağmışsa itiraf edebilirim. Bazı bayramlar bazı evlerin odalarının duvarlarına gizlenir bazı acılar. Bir tablo gibi şöylelemesine asılı dururlar. Bunu sık sık hatırla emi!

***

Ağaçların, çimenlerin ve üzerlerine düşen yağmur damlalarının bir ruhu olduğunu anladığın zaman henüz düşmüştü gökyüzünden sarı sonbahar..

***

Kalbim, koca okyanusun kalbini kırmış sarp kayalıkların arasından geçit bulup gizli bir mağarada sükut eden durgun sular gibiydi.

***

Bana yalnızlığından bahsettiğin o gece, senden çok yalnızlığı sevmeye başladım.

***

Aynı kitabın sayfalarını eş zamanlarda okumuş ve aynı cümlelerin altını çizmişiz de, o esnada odanın sessizliği unutturan şarkının melodisinde yitirmişiz birbirimizi sanki.

***

Ahmet Kaya, "Başıma neler geldi, sana diyemedim" diyor ya, insan başına bir şeyler gelsin ve hiç kimseye söyleyemesin istiyor!

***

Bir vazoda solan çiçekleri örnek verdiğinde, sen o rengarenk çiçeklere benzetiyordun kendini. Bir zamanlar capcanlı olan o bitkilerin güzelliğinden ve şimdi solgunlaştığından dem vuruyordun. Ama benim kederim vazonun müebbet kaderinde gizliydi.

***

Ölmeden evvel dinlenmesi gereken şarkıları, izlenmesi gereken filmleri ve görülmesi gereken yerleri, keşfetmeye henüz başlamışken geliyordu ölüm zaten.

***

Yol bir yere gitmeyebilir, dedim. Hatırladın o vakit. En son çıktığımız yolculuğu. Önce bir patikadan, sağa sola yalpalamış sonra çıkmaz sokaklara dalmıştık. Kaybolmuştuk. Ama yine de mutluyduk çünkü otobüsün cam kenarından dünyayı keşfediyor, ağaçları, uçsuz bucaksız kırları ve ovaları ve geceleri yıldızları seyrediyorduk. Bazen de kıyısı hiç bitmeyecekmiş gibi gelen masmavi suları. Zaten yolun bizi götürdüğü yer değil, yol bir hikayeydi.

***

Annem çiçekleri çok severdi. Benim için bayram, annemin kabrindeki çiçeklerden ibaret dedim ya sana, açmışlarsa şayet mezarlık gülleri bir buruk tebessüm konardı dudaklarımın kıyısına hatırlarsın. Sen de elimi tuttun yanağımı okşadın ve benim için de dedin, babamın kabrindeki ayrık otlarını temizlemek ve bir buket kasımpatı bırakmak. Çünkü o ölmeden annem çok seviyor diye ona hep kasımpatı alırmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder