15 Temmuz 2015 Çarşamba

18 yıl önce

18 yıl önce kalbinizi delice ve sonsuz heyecanla çarptıran bir insana aradan geçen onca zaman sonrası rastladınız mı? Ben rastladım. Aradan 18 yıl geçmişti. Sokağımızda oturuyordu. Her gün onu okul servisine binerken görüyordum. Ve de inerken. Aynı vakitlere denk getirmeye çalıştığım tesadüflere umut bağlamış ve çaresiz halde tebessümle selam vermek dışında hiçbir şey elimden gelmiyordu. Ona açılamıyordum. Oysa cennetten bir rüya gibiydi. Rastlantılarımız da göz göze geldiğimiz anlar olurdu, tüm bedenim alev alırdı, heyecandan ne diyeceğimi bilmez, bilemezdim. O gayet soğukkanlılıkla merhaba nasılsın diye hatırımı sorar, sonra da kendime iyi bakmamı tembihler, geçer giderdi. Tam kendimi ona açılmak için hazır hissettiğim vakit o yaz, taşındılar. Bir daha görmedim onu. Şartlar ve hayat. Yıllar sonra karşıma çıktı. Kitaplarım çıkmış adım internet ortamlarımda geçmeye başlamıştı. Merhaba dedi bir mesajla. Ve uygun bir zaman bir kahve içmeye davet etti beni. Önce tebrik etti sonra, eski günlerden konuşuruz yazdıydı. O gün geldiğinde 18 yıl aradan sonra ilk kez karşılaşıyorduk. O güzel genç kız gitmiş yerine yılların getirdiği olgunlukla güzel bir kadın gelmişti. Pek değişmiş sayılmazdı. Önce ürkektik oturduğumuzda ikimizde sonra sohbet sohbeti açtı vakit geçtikçe açıldık uzun uzun konuştuk. Evlenmiş, bir oğlu olmuş. Mutluymuş. Nasıl sevindim anlatamam. Buruk bir mutluluktu her ne olursa olsun ama mutlu oldum onun adına. Bir ara o ilk gençliğimize geldi muhabbet. Sen çok şeker biriydin dedi. Ben ve en yakın arkadaşımı mahallede görünce elin ayağına dolaşırdı, heyecanlanırdın. Evet, hatırlıyorum dedim. En yakın arkadaşım senden hoşlanıyordu anımsadığım o günlerden dedi. Senin açılmanı bekliyordu galiba. Ahh, dostlarım nasıl zordu bilemezsiniz. Benim kalbimi hiç kimse onun gibi çarptırmamıştı ancak onun aklında kalan en yakın arkadaşının benden hoşlandığıydı. Buruk bir tebessüm ettim ve aslında o zamanlar ben senden hoşlanıyordum dedim. Bir an dondu kaldı, çok şaşırdı. Toparladı kendini ve hiç fark etmedim dedi. Bilseydim ahh dedi. Kim bilir belki başka şeyler olabilirdi o zamanlar ama inan ki bilmiyordum dedim. Sağlık olsun dedim. Geçmişe mazi derler. 18 yıl geçmiş aradan ve bak sen ne güzel yuva kurmuşsun, daim olsun dilerim mutluluğun. Kahvemizi içtik. Bu yaşa dek başka neler yaptığımızdan konuştuk. Tokalaştık ve vedalaştık buluşma sonunda. Bir daha hiç konuşmadık, mesajlaşmadık ve birbirimizden haberdar olmadık. Buruk bir kalp kırığım olarak geçti hayal kırığı kayıtlarıma sözleri. Sonra işte bilirsiniz hayat devam eder geçmiş geçmişte kalır. Ama anlar var dostlarım, ıskalanan ve uzun yıllar geçmesine rağmen günü gelir gecikmiş pişmanlığını yaşatan. Bilin istedim.

Önder Deniz Çavuşlar