13 Kasım 2011 Pazar

magnolia filminin içindeki replik

yapay satın alamayacağın kadar ucuz, bilmecelerden harfler kesiyor, biriktiriyorum sana.. 
ah magnolia filminin içindeki replik... 


sırt üstü uzan, kalp kapakçıklarına masaj yapacağım...
parmak arası bir kaç taklit üreyecek; pesimist,vajina bağımlısı... 
poşetin ağzını kapa çıkmadan, 
artık, nefes almasın düşünceler... 


 ÖDÇ

6 Kasım 2011 Pazar

sensizm

Telefonu ayırmıyorum yanımdan.hep çalıyormuş sanmaktan belki.yani başkasıyla konuşurken onun yüzünü sen sanmam, bu yüzden.aklım yerinde değil, ekrana bakarken gülüşünü görüyorum bazen, yastığa sarılıp uyuyabiliyorum geceleri..
gözlerimi kapayınca, gözlerin geliyor hayalime.radyoda dinlediğim bir şarkı, o eğlendiğimiz dans ettiğimiz günü getiriyor aklıma, daha evvel bulunduğumuz bir mekana yalnız gitmeye korkuyorum; sinemada izlediğimiz bir filme, televizyonda rastlamak gibi şeyler işte. hayallerle baş etmek zor.herşeyi tekrar yaşıyorum rastlantısal.. 

iki kişilik yemek siparişi veriyorum evde yalnızken,sen yemezsen midemden geçmez işte, bilirsin.eve geç dönüyorum bazı geceler, trafik uzun yol kalabalık umrumda olmuyor seni göremeyince çirkin oluyorum o hafta.Uzun uzadıya susuyorum konuşurken de, ağzımı bıçak açmıyor, oruç tutuyor, yemeden içmeden kesiliyorum, kendimi cezalandırma yöntemim bu, ne yapayım!

dalıp gidiyorum, başka rüyalara kimi zaman.koynundan kalkıyormuş gibi beş dakika daha diye diye erteliyorum hayatı.cama dayıyorum başımı, gün nasıl akıyor izliyorum telaşları.dua etmeyi unutuyorum kimi günler, ya başıma birşey gelirse korkusu sarıyor içimi. sessiz karanlık sokaklarda yürüyorum geceleri, seni bırakıyormuş gibi geçiyorum evinin önünden. odanın ışığını kapatınca sen, rahatça dönüyorum eve.Yaptığın kekin tadını unutmadım, bana getirmiştin;

 -senin icin yaptım hayatım demiştin..
şimdi gibi anımsıyorum.aldığın gömleği çıkarmak istemiyorum hiç, giyecek başka kıyafetin mi yok desinler, umrum değil.çıkmıyorum da istiklale artık.ölmekten de korkmaya başladım, yaşlanıyorum sanki daha fazla. seyreldi saçlarım.eski resimlerdeki adam değilim, aynaya bakıyorum da.sen seversin diye, yavru kedi buldum ona süt alıyor, besliyorum üstelik.saatlerce boş boş bakabiliyorum tavana, kapı çalınca heyecanlanıp, açıyorum.hep aynı yüzler.postacı,,sucu vs..

 sahile çıkıyorum bazen, suya karışıp erir miyim diye aklımdan gecmiyor değil. martılar, boş banklar, rüzgarın yapraklarla öpüşmesi işte, bir değişiklik yok.ilaçlarımı ihmal etmeye başladım kızacaksın bana, biliyorum.. nasırım nasıl ağrıyor gündüzleri sorma.mereti de sık içmeye başladım iki paket, öksürtüyor durmadan. ağlamazdım eskiden şimdi gözlerim kan çanağı, görende bir şey çekiyorum sanıyor, kafası hep güzel diyorlardır kesin.işyerinde ikiyle ikiyi bile yanlış topluyorum.arabesk dinleyesim geliyor bu sıralar.jazz,lounge ve eski kırkbeşlik havam yok.dizileri filan izliyorum akşamları, duygulanıyorum.yağmur yağdığında atıyorum kendimi dışarı, sırılsıklam olana dek yürüyorum.şimdi uyuyosundur muhtemelen, neyse geç oldu..

 tatlı uykular meleğim, ben geceyi örter hayalinin yanına sokulurum birazdan.anlayacağın belki de anlayamayacağın bir şey daha var; bilmeni istiyorum...

 seni seviyorum!

 ÖDÇ